EİMME-İ ERBAA (DÖRT MEZHEP İMAMLARI Spacer
Sitemizi Sitemizi Taşıdık Daha çok İçerik İçin Flatcast.wen.tr sitemizi ziyaret edin


1- Sitemizde 7 Adet Moderatör Alınacaktır.
2- Admin 'e Kadar Yükselme Şansınız Var.
3- Haftanın ve Ayın Üyesi Seçimleri Devam Etmektedir.
4- Sitemiz Yeni Tema ve Konularıyla Karşınızda...
5- Misafirken Sitemizden Faydalanma Oranınız %70 'dir
6-cikiş icin Do not display again tuşunu tıklayiniz
.



İYİ FORUMLAR
EİMME-İ ERBAA (DÖRT MEZHEP İMAMLARI Spacer
Sitemizi Sitemizi Taşıdık Daha çok İçerik İçin Flatcast.wen.tr sitemizi ziyaret edin


1- Sitemizde 7 Adet Moderatör Alınacaktır.
2- Admin 'e Kadar Yükselme Şansınız Var.
3- Haftanın ve Ayın Üyesi Seçimleri Devam Etmektedir.
4- Sitemiz Yeni Tema ve Konularıyla Karşınızda...
5- Misafirken Sitemizden Faydalanma Oranınız %70 'dir
6-cikiş icin Do not display again tuşunu tıklayiniz
.



İYİ FORUMLAR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  ~*SOHBETYERi_FM~*SOHBETYERi_FM  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  AramaArama  iletişim  

Sitemizi Taşıdık Yeni Sitemizi ziyaret etmek için Linke Tıklayın http://flatcast.web.tr/


 

 EİMME-İ ERBAA (DÖRT MEZHEP İMAMLARI

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN


Yaş : 51
Nerden Nerden : sakarya
Lakap Lakap : kaptan

EİMME-İ ERBAA (DÖRT MEZHEP İMAMLARI Empty
MesajKonu: EİMME-İ ERBAA (DÖRT MEZHEP İMAMLARI   EİMME-İ ERBAA (DÖRT MEZHEP İMAMLARI Icon_minitimePtsi Eyl. 07, 2009 10:53 am

“Âlimler, peygamberlerin varisleridir” diyerek Fahr-ı Kâinat, önder şahsiyetleri belirlemiş, göstermiştir. Varisleri için de geriye kutlu siretini, sünnetini örnek olarak bırakmıştır. Bu mirasa sahip çıkıp ona sıkıca sarılan varisler, vazifeyi hakkıyla ifa edip tüm nesil ve çağlara hitap eder tarzda bir tedris sunmuş ve böylelikle “Allah katındaki makbul din İslam”ın[1] nesilden nesle, “En sağlam kulp”[2] olarak aktarımını sağlamışlardır.

Bundan hareketle bu köşede kısaca hayatları işlenmeye çalışılmış bulunan ‘Eimme-i Erbaa’nın (Dört İmam) öne çıkan özelliklerinin toplu bir bakışla ayrıca incelenmesi inş faydalı olacaktır. Zira Üstad Bediüzzaman’ın deyişiyle: “Eimme-i Erbaa (ra) sahabeden (rıdvanullahi aleyhim) ve Mehdi’den sonra en efdallerdir, denilir.”[3]

Buna binaen; ‘Vahyin ilk muhatapları’ olan Ashab-ı Güzin’den ve Şeriat-ı Garra’yı tüm cihana hâkim kılacak olan Hz. Mehdi’den sonra en faziletli şahsiyetler olarak kabul edilen bu yüce insanların hayatında, pratik yaşantı noktasında gerekli olan her şeyin bulunabileceği muhakkaktır.

—Sünnete bağlılıkları: Kuşkusuz onları yücelten ve yaşantılarının en ince detaylarına dahi yansıyan en büyük haslet budur. İmam-ı A’zam’ın “Sünnete sarılmayan kimse, Hz. Peygamber (sav)’in Rabbinden aldığı risaleti tebliğ ettiğine inanmıyor demektir”[4] anlayışı; İmam Malik’in; “En hayırlı iş sünnet olanıdır. En kötü iş ise, uydurulmuş bidatlardır”[5] mealindeki beyti sürekli tekrar edişi; İmam Şafii’ye; “Sünnetin savunucusu”[6] ve İmam Ahmed b. Hanbel’e de “Sünnet İmamı”[7] denmesi bu hususu anlatmada yeterlidir. Buna mukabil sünneti değil de, akıl ve hevayı esas alıp bidatlere dalmanın kabul edilemezliğini ısrarla vurgulamışlardır. Bu hususta İmam Ahmed; “Ben sadece bidatın propagandasını yapanı, onu yayanı affetmem”[8] demiştir.

—İlme çocuk yaşta başlamaları: İstisnasız dördü de çok küçük yaşlarda Kur’an-ı Kerim’i ezberlemişlerdir. Yaşıtları oyun oynamakla meşgul iken, onlar yaşantıları boyunca iştigal edecekleri ilimlere derinlemesine vakıf olmaya çabalamışlardır. İlme başladıklarında İmam Şafii’nin on yaşlarında olduğu;[9] İmam Malik’i, henüz annesinin giydirdiği[10] ve yine İmam Ahmed’in çok küçükken ilim meclislerine katılmaya başladığı[11] nakledilmektedir. Ömürlerinin sonuna dek süren bu ilim aşkı onları “Nerede ilim varsa gidip alınmalıdır” şiarıyla dolaştırmış; özellikle de İmam Ahmed ve İmam Şafii diyardan diyara sefer yapmışlardır.

—Dost ve çevre edinmede yüce şahsiyetleri tercih etmişlerdir. Zira hem arkadaşları, hem de hoca ve öğrencileri incelendiğinde geçici dünya metaına önem vermeyip sadece Allah rızasını gaye edinmiş kişiler oldukları görülecektir.

—Düzenleyip yaymaya çabaladıkları dinin esaslarını yaşamadaki kararlılık ve tavizsizlikleri: Ne halkın yoğun teveccühü, ne dönemin çıkarcı egemenlerinin cazip teklifleri ve akabindeki tehdit, işkence ve hapsetmeleri ve ne de neredeyse tüm âlimlerin bir şekilde bulaştığı bidat rüzgârları onların müstakim çizgisini değiştirmiştir. Bu uğurda İmam Ebu Hanife şehit olmuş;[12] İmam Malik kolları omuzlarından çıkana dek kırbaçlanmış;[13] İmam Şafii zincire vurulmuş;[14] İmam Ahmed yirmi sekiz ay boyunca zindanda tutulup zincirlenerek kırbaçlanmış, uzun süre ders vermesi yasaklanmış, toplam on dört sene süren çok büyük eziyetlere maruz bırakılmıştır.[15]

—İlmi hizmetleri: Baştan sona tüm yaşamları ilim öğrenip ders vermekle geçmiş, bu yolla birçok ilim talebesi yetiştirip eşsiz hizmetlerde bulunmuşlardır. En büyük iki ekolden, Irak ekolüne İmam Ebu Hanife; Medine ekolüne İmam Malik önderlik etmiş, İmam Şafii fıkıh usulünün temellerini atıp kaidelerini tespit etmiş;[16] İmam Ahmed, döneminin en büyük muhaddislerinden biri olmuş ve geriye Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Ali el-Medini gibi hadis deryalarının istifade ettiği meşhur ‘Müsned’ adlı kitabını bırakmıştır. Ehl-i Sünnet vel Cemaatin dört büyük mezhebinin kurucusu olduklarını zikretmek ise ifa ettikleri büyük hizmetleri göstermede tek başına yeterlidir.

Sayılan hizmetlerin tümünün ifasında Kur’an-ı Kerim’e, Peygamber hadislerine, sahabe sözlerine itimat edip bunu ölçü edinmişler, kurtuluşu bunda görmüşlerdir.

—İslam ahlakını pratikte yaşayışın eşsiz numunelerini teşkil etmişler; ihlâs, takva, zühd, ibadete düşkünlük, cömertlik, cesaret, kul hakkına ihtimam, feraset, vakar, heybet, tevazu, affetme, nefsine hâkim olma, basiret vb. hasletlere tam anlamıyla sahip olmuşlardır.

Tüm yaşantılarını belli bir programa göre düzenleyip dersler ve ilmi çalışmalar ile birlikte ferdi ve ictimai diğer görevlerini de bihakkın ifa etmişler; istikrarı kazanmadaki en mühim faktörlerin başında programlı ve düzenli yaşayışın geldiğini bizzat göstermişlerdir.

Allah-u Teala’dan dileğimiz, onlardan istifademizi arttırmasıdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://patron.forum.st
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN


Yaş : 51
Nerden Nerden : sakarya
Lakap Lakap : kaptan

EİMME-İ ERBAA (DÖRT MEZHEP İMAMLARI Empty
MesajKonu: Geri: EİMME-İ ERBAA (DÖRT MEZHEP İMAMLARI   EİMME-İ ERBAA (DÖRT MEZHEP İMAMLARI Icon_minitimePtsi Eyl. 07, 2009 10:54 am

Mezheb, gidilen yol, benimsenen metod ve görüş demektir. Dinî mânada mezheb ise, müctehid bir âlimin fikir ve görüşlerini benimseyen insanların meydana getirdiği dinî ekollere denir.

Mezhebler arasında esasta hiçbir ayrılık yoktur. Ayrılık, teferruatta, dînin özüne dokunmayan fer'î mes'elelerdedir.

Ayrıca hiçbir müctehid kendi adına bir mezheb kurmak iddiasıyla ortaya çıkmamıştır. Kur'an ve hadîslerden çıkardıkları hükümlerin başkaları tarafından benimsenmesi neticesinde, kendiliğinden o müctehid adına bir mezheb teşekkül etmiştir.

Peygamberimizin Asr-ı Saâdetinde sahâbenin bir kısmı devamlı olarak Allah Resûlünün yanında kalıyor, Kur'ân'ı ve hadîsleri ezberliyor, onların mânâlarını iyice kavramaya çalışıyorlardı. Hazret-i Peygamber'in Kur'an'ın hükümlerini nasıl uyguladığını bizzat görüyor, âyetlerin iniş sebeblerini biliyorlardı.

Hz. Peygamber'in vefatından sonra, bu sahâbeler Mekke ve Medine dışına çıktılar, çeşitli İslâm memleketlerine gittiler. Bunlar, gittikleri yerlerde Hicaz'dakinden farklı örf ve âdetlere sâhip insanlarla karşılaştılar. Halk gelip dinî mes'eleleri kendilerine soruyor, onlar da o mes'ele hakkında Kur'an ve Sünnetin hükmünü bildiriyorlardı. Sorulan mes'ele hakkında Kur'an'da ve hadîste hüküm bulamazlarsa, o mes'elede ictihâd edip mes'eleyi açıklığa kavuşturuyorlardı. Sahâbe, gittikleri şehirlerde, hem hâkim, hem müftü, hem vali, hem muallim durumunda idiler. Bulundukları yerde âdeta birer ekol meydana getirmişlerdi. Birbirlerinden çok farklı yerlere dağıldıkları ve farklı örf ve âdetlere sâhip insanlar içinde yaşadıkları; bilgi, zekâ ve kavrayış bakımından da aralarında farklar olduğu için, sorulan mes'eleler karşısında pek tabiî olarak farklı ictihadlar, ayrı görüş ve kanaatlar ortaya çıkabiliyordu.

Bir sahâbînin etrafında toplanan talebeleri, o sahâbînin kendisinden sonra da onun sistemi ve metodu doğrultusunda ictihad yapmaya, kapalı olan mes'eleleri çözmeye, cem'iyette yeni ortaya çıkan durumlara hükümler bulmağa çalıştılar. Bu çalışmalar neticesinde, zamanla fıkhî mezhebler teşekkül etmeye başladı. Bâzı mezhebler kendilerine fazla taraftar bulamadığı için, zaman içinde kaybolurken; bugünkü 4 büyük mezheb umumun teveccühünü kazanarak kuvvet buldu, yaygınlaştı ve günümüze kadar geldi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://patron.forum.st
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN


Yaş : 51
Nerden Nerden : sakarya
Lakap Lakap : kaptan

EİMME-İ ERBAA (DÖRT MEZHEP İMAMLARI Empty
MesajKonu: Geri: EİMME-İ ERBAA (DÖRT MEZHEP İMAMLARI   EİMME-İ ERBAA (DÖRT MEZHEP İMAMLARI Icon_minitimePtsi Eyl. 07, 2009 10:55 am

Bu ayrılıklar, çeşitli sebeblerden ileri gelir. Kur'an'da hüküm ifade eden âyetleri (ki bunlara, nass denir) anlayış, herkes için başka başka olabilir. Zira nassların, usûl-i fıkıhta beyan edildiği üzere, pek çok kısımları vardır: Hafî, mücmel, sarîh, kinâye, mecaz, hakikat, mutlak - mukayyed, hâs - âmm gibi. Bu yüzden müctehidlerin aynı nassı anlayışları farklı farklı olmaktadır.

Ayrıca, hadîslerin de nevileri, çeşitleri vardır. Mütevâtir, meşhûr, haber-i vâhid, mürsel, muttasıl, münkatı' gibi.

Bu hadîsleri delîl olarak kullanma konusunda da müctehidler ihtilâf etmişlerdir. Bunun neticesinde de farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Meselâ Hanefîler hadîsler konusunda titiz davranır. Haber-i vâhidi (Tek sahâbenin rivâyet ettiği hadîsi) delil olarak kabûl etmezler. Şâfiîler ise, haber-i vâhidi kabûl eder ve onu Kıyâs'a tercih ederler. Hanefîler mürsel hadîsi alır, Şâfiîler almazlar.

İşte bu gibi delillerdeki ihtilâf ve kabûl edilen delilleri de farklı anlayış, müctehidlerin aynı mes'elede farklı hükümler vermelerine sebeb olmuştur.

Fetva verilen beldenin örf ve âdetleri de, müctehidlerin yaptıkları ictihadlara te'sir etmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://patron.forum.st
 
EİMME-İ ERBAA (DÖRT MEZHEP İMAMLARI
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Dini Bilgiler :: Dini Bilgiler ::  Sunni-
Buraya geçin: