Mısır Mitolojisi Spacer
Sitemizi Sitemizi Taşıdık Daha çok İçerik İçin Flatcast.wen.tr sitemizi ziyaret edin


1- Sitemizde 7 Adet Moderatör Alınacaktır.
2- Admin 'e Kadar Yükselme Şansınız Var.
3- Haftanın ve Ayın Üyesi Seçimleri Devam Etmektedir.
4- Sitemiz Yeni Tema ve Konularıyla Karşınızda...
5- Misafirken Sitemizden Faydalanma Oranınız %70 'dir
6-cikiş icin Do not display again tuşunu tıklayiniz
.



İYİ FORUMLAR
Mısır Mitolojisi Spacer
Sitemizi Sitemizi Taşıdık Daha çok İçerik İçin Flatcast.wen.tr sitemizi ziyaret edin


1- Sitemizde 7 Adet Moderatör Alınacaktır.
2- Admin 'e Kadar Yükselme Şansınız Var.
3- Haftanın ve Ayın Üyesi Seçimleri Devam Etmektedir.
4- Sitemiz Yeni Tema ve Konularıyla Karşınızda...
5- Misafirken Sitemizden Faydalanma Oranınız %70 'dir
6-cikiş icin Do not display again tuşunu tıklayiniz
.



İYİ FORUMLAR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  ~*SOHBETYERi_FM~*SOHBETYERi_FM  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  AramaArama  iletişim  

Sitemizi Taşıdık Yeni Sitemizi ziyaret etmek için Linke Tıklayın http://flatcast.web.tr/


 

 Mısır Mitolojisi

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
GokTurk
ÜSTTEĞMENÜSTTEĞMEN
GokTurk


Yaş : 34
Nerden Nerden : BurSa
Lakap Lakap : ÖtükenLee

Mısır Mitolojisi Empty
MesajKonu: Mısır Mitolojisi   Mısır Mitolojisi Icon_minitimeSalı Kas. 16, 2010 7:25 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Tapınakların ve Mezarların Muhafızı Sfenks



Sfenks, bazen koçbaşlı ve kanatsız olsa da genellikle kadın başlı, aslan gövdeli ve kartal kanatlı, tapınak ve mezar koruyucu mitolojik bir yaratıktır. Adı, bağlamak, sıkmak ve boğmak anlamındaki ‘sphingein’den gelir ki bu tanımları Yunan mitolojisindeki efsanesiyle yakınlık gösterir. Yunan mitolojisinde aşık ama öldürücü, yok edici, yıkıcı ve kötü şans getiricidir. Hades’in uyutucu demonlarından biri olan sfenksten en erken olarak Hesiodos’un Theogania’sında söz edilir. Bazen Ekhidna ve Orthus’un çocuğu olduğu söylenmesine rağmen asıl babası Typhon’dur. Başka bir efsanede Thebai kralının kızı olduğu ifade edilir. Hesiodos sfenksin annesinin ağzından ateş fışkırtan, üç kafalı canavar Khimaria olabileceğini belirtir.

Sfenksin Oeidipus’la olan efsanesi en yaygın ve en bilinendir. Bu efsaneye göre sfenks, Hera ya da intikam için Ares tarafından halkına kızgın olduğu Thebai’ye gönderilir. Halk, kentin girişinde bir dağda kayalık üzerinde bekleyip gelen geçenlere Musalardan öğrendiği bilmeceleri soran canavarın korkusuyla yaşamaya başlar. Bilmeceler “önce dört, sonra iki, daha sonra da üç ayaklı olan ve en çok ayağı olduğunda en güçsüz olan yaratık kimdir?” ve “iki kız kardeştirler, ikisi de birbirini doğurur” dur. Oeidipus ilk bilmeceyi ‘bebekliğinde elleri ve ayakları üzerinde emekleyen, büyüyünce iki ayağı üstünde yürüyen, yaşlılığında bir bastona tutunan insandır’, ikincisini de ‘gün ve gece’ diye yanıtlayınca sfenks kendini kayanın tepesinden uçuruma atar. Oeidipus da kentin kralı olur. Bu efsaneden sfenksin her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten bir yaratık olduğu anlaşılır. Başka görüşlere göre canavarı bilmeceyi yanıtladıktan sonra Oeidipus öldürür. Bir diğerinde Thebaililer her gün bilmeceyi çözebilmek için toplanırlar ama başarılı olamazlar. Her günün sonunda da sfenks onlardan birini yer. Homeros bu mitostan söz etmez. Hesiodos’ta da çok az yer alır. Yol kesen sfenksin dış görünüşü şiddet sever, saldırgan kişiliğiyle aslan şeklindedir. Soyguncu olarak pençelere ve geniş, ürkütücü kartal kanatlarına sahiptir. Euripides kanatlarının parıldadığını yazar. Ayrıntılı görünüşünü tarif eden Sofokles sfenks için ‘bqvwosvwv’ kelimesini, Aiskhilos ise ‘svonnepiav npvvravis kvwv’ tanımını kullanır.

Bu kanatlı karışık yaratık, benzeri grifon gibi hem dekoratif hem de görevlerini simgelemek amaçlı Mısır, Suriye, Mezopotamya, Anadolu, Pers, Girit, Miken ve Yunan sanatlarında sık sık yer almıştır. Mısır’da 4. sülalenin 4. firavunu Kefren döneminde (M.Ö. 2558-2532) yapıldığı ileri sürülen Gize’deki büyük heykel bilinen en eski sfenkstir. Burada erkek başlı, kanatsız, aslan gövdelidir ve batı-doğu yönünde uzanır. 74 metre uzunlukta ve 20 metre yükseklikteki anıtsal sfenksin gizli bir ifadeye sahip yüzü firavun Kefren’i, aslan gövdesi de onun gücünü sembolize eder. Gize platosundan doğal tek bir blok kireçtaşından yontularak yapılan heykelin ayaklarının altında alabastar mermerden bir tapınak bulunur. Kralın piramidinin yanındaki doğuya doğru bakan ve başı düz bir başlık ile örtülü olan sfenks tüm vadiyle tapınağın süsüdür ve mezarların bekçisidir. Pençelerinin arasında bir hikayenin anlatıldığı stel vardır. Bu hikayeye göre 4. Thutmosis kafasına kadar kumlarla örtülü heykelin üzerinde uyur. Rüyasında onunla konuşan sfenks kendisini bu kumlardan kurtarırsa Thutmosis’in Mısır’ın kralı olacağına dair söz verir. Yapıldığından bu yana defalarca çöl kumları altına gömülen bu görkemli heykel 18. sülale devrinde, hikayede adı geçen 4. Thutmosis tarafından temizlettirilir. Sonraki dönemlerde önemsiz tamiratlar geçirir ve en son 1998’de Mısırlılar tarafından on yıl süren bir restorasyonda zemine kireçtaşı blokları ilave edilir.
Mısır’da firavun portrelerinin sfenks biçiminde yapılması gelenektir. Bu yaratığın ortaya çıkışı da firavunun aslan kadar güçlü olduğunu göstermek içindir. 56. sülale zamanında sfenks aslanların adı altında anılır ve Aton ile özdeşleştirilir. Yeni imparatorlukta 1.Thutmosis zamanında Gize sfenksinin adı ‘Hor-em-akhet’ yani ‘Horus Ufukta’ ve ‘Horus Mezarlıkta’dır. Latin metinlerinde ise sfenks yeraltı dünyasının kuzeyinde uzak bir yerde durur ve Nemes krallığının sihirli peruğunun koruyucusudur. Orta İmparatorlukta 1.Seostris sarayının muhafızlarıdır. 3. Amenemhat’ın Ugarit’e gönderdiği iki sfenks Baal Tapınağı’nın girişine yerleştirilir. Yeni İmparatorluk döneminde de yapılan tapınaklara açılan yolların iki kenarında kalın temeller üzerine oturan sfenksler dizilidir. Karnak’taki Amon Tapınağı’nın giriş yolundakiler aslan gövdeli ve koçbaşlıdır. Tapınağın tanrısını kötü etkilerden koruduğuna inanılan karışık hayvanların ayaklarının arasında bir tanrının ya da kralın heykeli bulunur.

Mısır mitolojisinde önemli bir rolü olan sfenks yeraltı dünyasının kapılarının da gardiyanıdır. Pasif muhafızlıktan kralın düşmanlarını yok ediciye dönüşen bu doğaüstü yaratık bir yazıtta kendini şöyle ifade eder: “Mezar şapelini korurum. Mezara ait odanın muhafızıyım. Zorla içeri gireni uzaklaştırırım. Düşmanları ve silahlarını yere fırlatırım. Mezar şapelinden hainleri kovarım. Bir yere gizlenmiş düşmanları yok ederim. Gizlenecekleri yerleri kapatırım”. Kahire Müzesi’nde bulunan 4.Thutmosis’in savaş arabası kartal başlı, kanatlı, elinde hayat sembolü ve oraklı tanrı Horus’un düşmanlarını ayakları altında çiğneyen sfenkslerle süslüdür. Mısır’da böcek şeklinde muskalar, mücevherler, duvar resimleri ve steller üzerinde de tanrısal varlıkları, gücü ve bilgiyi simgeleyen sfenksler genellikle uzanmış durumda, erkek başlı, kanatsız ve sakallı olarak tasvir edilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GokTurk
ÜSTTEĞMENÜSTTEĞMEN
GokTurk


Yaş : 34
Nerden Nerden : BurSa
Lakap Lakap : ÖtükenLee

Mısır Mitolojisi Empty
MesajKonu: Geri: Mısır Mitolojisi   Mısır Mitolojisi Icon_minitimeSalı Kas. 16, 2010 7:35 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İsrailoğulları Mısır'da Firavun yönetimi tarafından köleleştirilmişler ve en ağır işlerde çalıştırılmışlardır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Mısırda Firavun Yönetimi



FİRAVUN’UN MISIR HAKİMİYETİ VE İSRAİLOĞULLARI’NIN DURUMU
Eski Mısır medeniyeti, aynı tarihlerde Mezopotamya'da kurulmuş şehir devletleriyle birlikte, tarihin en eski uygarlıklarından biridir. Mısır, döneminin en organize sosyal ve siyasi düzenine sahip devleti olarak bilinir. M.Ö. 3000'ler civarında yazıyı bulup kullanmaları, Nil nehrinden faydalanmaları, ülkenin çevresinin çöllerle kaplı olması ve doğal yapısı sayesinde dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı korunmuş olması, Mısırlıların sahip oldukları medeniyetin ilerlemesine büyük katkıda bulunmuştur.
Ancak bu uygarlık, Kuran'da inkar sisteminin en açık ve net tarif edildiği "Firavun yönetiminin" geçerli olduğu bir medeniyettir. Bu toplumun insanları Allah'a karşı büyüklük taslamışlar, hak dini inkar etmişlerdir. Sahip oldukları ileri medeniyetleri, sosyal ve siyasal düzenleri, askeri başarıları onları helak olmaktan kurtaramamıştır.
Mısır tarihinin en önemli olayları ise, İsrailoğulları'nın bu ülkedeki varlıklarıyla ilgili olarak gelişmiştir.
İsrail, Hz. Yakub'un bir diğer ismidir. Hz. Yakub'un oğulları "İsrailoğulları" olarak bilinen, sonradan "Yahudi" olarak da anılan kavmi oluşturmuştur. İsrailoğulları'nın Mısır'a gelişleri ise Hz. Yakub'un küçük oğlu Hz. Yusuf zamanında olmuştur. Kuran'da Hz. Yusuf'un yaşamı Yusuf Suresi'nde detaylı bir şekilde anlatılır. Hz. Yusuf küçüklüğünden başlayarak bir çok sıkıntılar çekmiş, saldırılara ve iftiralara maruz kalmıştır. Daha sonra bir iftira sonucunda girdiği zindandan kurtularak, Mısır'da hazinelerin başına gelmiştir. Bunun ardından onun öncülüğünde İsrailoğulları Mısır'a girmeye başlamışlardır. Allah Kuran'da bu olayı şöyle haber verir:

Böylece onlar (gelip) Yusuf'un yanına girdikleri zaman, anne ve babasını bağrına bastı ve dedi ki: "Allah'ın dilemesiyle Mısır'a güvenlik içinde giriniz." (Yusuf Suresi, 99)

Dediler ki: "Bizim benzerimiz olan iki beşere mi inanacak mışız? Kaldı ki,onların kavimleri bize kullukta (kölelikte) bulunmaktadırlar." (Müminun Suresi, 47)
Ayetlerde bildirildiğine göre Mısırlılar İsrailoğulları üzerinde gerçek bir kölelik yönetimi kurmuşlardı. Kendi işlerinde hizmet için İsrailoğulları'nı kullanıyorlardı. Köleliğin sürmesi için onları zorlamakta ve işkenceyle baskı altında tutmaktaydılar. Mısır toplumu içinde İsrailoğulları'na yapılan baskı o kadar ileri gitmişti ki onların nüfusları bile denetim altında tutuluyordu. Kendileri için tehlikeli olacağını düşündükleri erkek nüfusunun artışına engel oluyor, hizmet için kullanacakları kadınları sağ bırakılıyorlardı. Allah, İsrailoğulları'na hitab eden ayetlerde bu gerçeği şöyle açıklar:

Sizi, dayanılmaz işkencelere uğrattıklarında, Firavun ailesinin elinden kurtardığımızı hatırlayın. Onlar, kadınlarınızı diri bırakıp, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı. (Bakara Suresi, 49)

Hani size dayanılmaz işkenceler yapan, kadınlarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı öldüren Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık. Bunda Rabbinizden sizin için büyük bir imtihan vardı. (Araf Suresi, 141)
Mısır'da hakim olan bir din vardı. Bu, Firavun'un atalarından kalan eski, putperest bir dindi. Bu batıl dine göre bir çok tanrı vardı. Firavun ise sözde yeryüzünde yaşayan bir tanrıydı. İşte bu düşünce, ona halkı karşısında büyük bir güç veriyordu. Firavun ve onun etrafındakiler atalarının dininden kaynaklanan yaşam tarzına karşı Musa Peygamberi bir tehlike olarak görmüşlerdi. Çünkü atalarının dinine göre büyüklük tümüyle Firavun'a aitti. Firavun'un bu büyüklenme ve sahiplenme isteği ve Hz. Musa ile Hz. Harun'u kendine rakip gibi görmesi, Firavun ve çevresinin Hz. Musa ve Hz. Harun'a söylediklerinden anlaşılmaktadır:

Onlar: "Siz ikiniz, bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)dan çevirmek ve yeryüzünde büyüklük sizin olsun diye mi bize geldiniz? Biz, sizin ikinize inanacak değiliz" dediler. (Yunus Suresi, 78)
Firavun, atalarının dinine göre kendisinin tanrı olduğunu iddia ediyordu. Hatta bu konuda çok daha ileri giderek kendisinin en yüce Rab olduğunu ileri sürüyordu:

(Firavun) Dedi ki: "Sizin en yüce Rabbiniz benim." (Naziat Suresi, 24)
Firavun ve çevresindekiler sahip oldukları batıl dinlerinden dolayı kendilerini ilahi şahıslar olarak görüyorlardı. Gerçek dinin ortaya koyduğu tevazu, sevgi, şefkat gibi kavramlardan tamamen uzak oldukları için büyüklenen bir yapıları vardı. Bu büyüklenmelerinin bir sonucu olarak da kendilerinin zorba davranışlarda bulunmaya hak sahibi olduklarını düşünüyorlardı. Onların bu durumunu Allah şu ayetle haber vermiştir:

"Firavun'a ve ileri gelen çevresine; fakat onlar büyüklendiler. Onlar, 'büyüklenen-zorba' bir topluluktu." (Müminun Suresi, 46)
Firavun'un Mısır halkı üzerinde o kadar büyük bir etkisi vardı ki herkes onun gücüne boyun eğmişti. Mısır'ın tüm topraklarının ve Nil nehrinin sahibinin yalnızca Firavun olduğunu zannediyorlardı:

Firavun, kendi kavmi içinde bağırdı; dedi ki: "Ey kavmim, Mısır'ın mülkü ve şu altımda akmakta olan nehirler benim değil mi? Yine de görmeyecek misiniz?" (Zuhruf Suresi, 51)
Mısır için Nil hayat demekti. Nil sayesinde tarım yapılabiliyordu. Ondan alınan suyla ekinler sulanıyor, hayvanlar ihtiyaçlarını sağlıyor, insanlar su içebiliyorlardı. İşte Firavun'a ve çevresindeki önde gelenlere göre tüm bu suyun ve toprakların tek sahibi Firavun'du. Firavun'un bu gücünü herkes kabullenmiş ve ona tabi olmuştu
Firavun gücünü daha iyi kullanabilmek ve insanları daha kolay boyunduruğu altına almak için onları kendi aralarında bölümlere ayırmıştı. Böylece kendine yakın olarak seçtikleriyle zayıflattığı bölümleri rahatça yönetebiliyordu. Bir ayette bu duruma şöyle dikkat çekilmiştir:

Gerçek şu ki, Firavun yeryüzünde (Mısır'da) büyüklenmiş ve oranın halkını birtakım fırkalara ayırıp bölmüştü; onlardan bir bölümünü güçten düşürüyor, erkek çocuklarını boğazlayıp kadınlarını diri bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardandı. (Kasas Suresi, 4)
Hz. Musa doğmadan önce Mısır'a baktığımızda; ülkenin tümüyle fesat ve bozgunculukla dopdolu olduğunu görüyoruz. Sırf ırk farklılığından dolayı insanlar köle yapılıyor, işkence altında tutuluyor ve erkek çocuklar sebepsiz yere öldürülüyordu. Diğer taraftan zulüm ve kibirlenme içinde bulunan Firavun kendini yeryüzündeki ilah olarak görüyordu. Çok güçlü bir sistemle herşeye hakim olan Firavun, insanların ona tabi olmasını sağlamıştı.
İşte böyle bir ortamda Allah baskıyı ve zulmü ortadan kaldıracak, insanlara Rabbimizin Kendisi olduğunu hatırlatacak, tekrar hak dini insanlara öğretecek ve İsrailoğulları'nı esaretten kurtaracak bir elçi olarak Hz. Musa'yı gönderdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GokTurk
ÜSTTEĞMENÜSTTEĞMEN
GokTurk


Yaş : 34
Nerden Nerden : BurSa
Lakap Lakap : ÖtükenLee

Mısır Mitolojisi Empty
MesajKonu: Geri: Mısır Mitolojisi   Mısır Mitolojisi Icon_minitimeSalı Kas. 16, 2010 7:40 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Mısır Mitolojisi Hakkında

Mısır mitolojisi diğer ulusların mitolojilerinden belirgin çizgilerle ayrılmaktadır. Bizim mantık anlayışımızla Mısır mitolojisini anlamak imkansızdır. Burada her şey sembollerle ifade edilmiştir. Mısır mitolojisinin temelinin olaylar değil, olayların arkasına saklanmış felsefi düşünceler oluşturmaktadır.

Eski Mısırlılar büyüye ve büyücülere çok inanırlardı. Bazen büyücüleri tanrılarla bir tuttukları da oluyordu. Büyüler onlara göre son derece doğal olaylardı. Mitolojide de büyüler kendi yerlerini almıştı. Mısır Mitolojisi'nde geçen öyküye göre, babası Güneş tanrısı Osiris'i öldüren Seth'den öç almak isteyen Horus'un gözü, kavga sırasında aynı zamanda amcası olan karanlıklar ve kötülükler tanrısı Seth tarafından parçalanır. Bilimlerin ve tıbbın kurucusu olan Toth parçaları toplar ve gözü eski haline getirir. Ancak 1/64'lük parçası eksiktir ve bu parça Toth'un büyü ve sihir gücü tarafından tamamlanır. Daha sonra Horus'un bu gözünü simgeleyen hiyeroglif resim, uzak görüşlülüğün, beden dokunulmazlığının ve sonsuz doğurganlığın simgesi olarak, gemi, araba mumya, vazo gibi nazardan korunması gereken gereçlerin üzerine çizilmeye başlanmıştır.

Mısır'da Kral (Firavun), bir Tanrıdır ve ülkenin diğer tanrıları ile arkadaşlık edebilir. Mısır firavunları çoğunlukla zorba, baskıcı, savaşçı ve acımasız kişilerdir. MÖ 14. yüzyılda başa geçmiş olan IV. Amenofis tek bir yaratıcıya inanılması gerektiğini savunmuş ve bu yüzden Amen rahipleri tarafından öldürülmüştür. Mısır'ın ilahi hükümetleri daimi ve değişmez niteliktedir. Bu bağlamda en üstün Mısır tanrısının Güneş Tanrısı Ra olduğu düşünülür. Mısır'ın arkaik dönemine baktığımızda farklı yerlerde farklı tanrıların önem kazanmış oldukları görülmektedir. Heliopolis'de Ra, Memfis'de Ptah , Busiris'de Osiris önemli tanrılar arasındadır. Mısırlılar için ölüm diye bir şey yoktur. Devamlı olarak Osiris'ten (yarı-ölüm) Horus'a (yarı-yaşam) ve sonra tekrar Osiris'e bir geçiş yaşanır. Bu yüzden Mısırlılar öldüklerinde tanrı-krallarını mumyalarlar ve onlara günlük hayatta lazım olacak gıda ve içecek sağlarlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GokTurk
ÜSTTEĞMENÜSTTEĞMEN
GokTurk


Yaş : 34
Nerden Nerden : BurSa
Lakap Lakap : ÖtükenLee

Mısır Mitolojisi Empty
MesajKonu: Geri: Mısır Mitolojisi   Mısır Mitolojisi Icon_minitimeSalı Kas. 16, 2010 7:54 pm

MISIR MİTOLOJİSİ
Mısır mitolojisi diğer ulusların mitolojilerinden belirgin çizgilerle ayrılmaktadır. Bizim mantık anlayışımızla Mısır mitolojisini anlamak imkansızdır. Burada her şey sembollerle ifade edilmiştir. Mısır mitolojisinin temelini olaylar değil, olayların arkasına saklanmış felsefi düşünceler oluşturmaktadır.
Eski Mısırlılar büyüye ve büyücülere çok inanırlardı. Bazen büyücüleri tanrılarla bir tuttukları da oluyordu. Büyüler onlara göre son derece doğal olaylardı. Mitolojide de büyüler kendi yerlerini almıştı. Mısır Mitolojisi'nde geçen öyküye göre, babası Güneş tanrısı Osiris'i öldüren Seth'den öç almak isteyen Horus'un gözü, kavga sırasında aynı zamanda amcası olan karanlıklar ve kötülükler tanrısı Seth tarafından parçalanır. Bilimlerin ve tıbbın kurucusu olan Toth parçaları toplar ve gözü eski haline getirir. Ancak 1/64'lük parçası eksiktir ve bu parça Toth'un büyü ve sihir gücü tarafından tamamlanır. Daha sonra Horus'un bu gözünü simgeleyen hiyeroglif resim, uzak görüşlülüğün, beden dokunulmazlığının ve sonsuz doğurganlığın simgesi olarak, gemi, araba mumya, vazo gibi nazardan korunması gereken gereçlerin üzerine çizilmeye başlanmıştır.
Mısır'da Kral (Firavun), bir Tanrıdır ve ülkenin diğer tanrıları ile arkadaşlık edebilir. Mısır firavunları çoğunlukla zorba, baskıcı, savaşçı ve acımasız kişilerdir. MÖ 14. yüzyılda başa geçmiş olan IV. Amenofis tek bir yaratıcıya inanılması gerektiğini savunmuş ve bu yüzden Amen rahipleri tarafından öldürülmüştür. Mısır'ın ilahi hükümetleri daimi ve değişmez niteliktedir. Bu bağlamda en üstün Mısır tanrısının Güneş Tanrısı Ra olduğu düşünülür. Mısır'ın arkaik dönemine baktığımızda farklı yerlerde farklı tanrıların önem kazanmış oldukları görülmektedir. Heliopolis'de Ra, Memfis'de Ptah , Busiris'de Osiris önemli tanrılar arasındadır. Mısırlılar için ölüm diye bir şey yoktur. Devamlı olarak Osiris'ten (yarı-ölüm) Horus'a (yarı-yaşam) ve sonra tekrar Osiris'e bir geçiş yaşanır. Bu yüzden Mısırlılar öldüklerinde tanrı-krallarını mumyalarlar ve onlara günlük hayatta lazım olacak gıda ve içecek sağlarlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN


Yaş : 51
Nerden Nerden : sakarya
Lakap Lakap : kaptan

Mısır Mitolojisi Empty
MesajKonu: Geri: Mısır Mitolojisi   Mısır Mitolojisi Icon_minitimeSalı Kas. 16, 2010 8:17 pm

emegne saglik akrdesim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://patron.forum.st
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN


Yaş : 51
Nerden Nerden : sakarya
Lakap Lakap : kaptan

Mısır Mitolojisi Empty
MesajKonu: Geri: Mısır Mitolojisi   Mısır Mitolojisi Icon_minitimeSalı Kas. 16, 2010 8:18 pm

gercekten cok güzel paylaşim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://patron.forum.st
GokTurk
ÜSTTEĞMENÜSTTEĞMEN
GokTurk


Yaş : 34
Nerden Nerden : BurSa
Lakap Lakap : ÖtükenLee

Mısır Mitolojisi Empty
MesajKonu: Geri: Mısır Mitolojisi   Mısır Mitolojisi Icon_minitimeSalı Kas. 16, 2010 8:39 pm

ELimizden geLdiğince Bilğinin sınırı yok inş daha ayrıntılı Güzel konulara değinicez...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Mısır Mitolojisi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Türk Mitolojisi-Türk Mitolojisi Nedir ?
» Mısır Tarihi
» Türk Mitolojisi
» Türk Mitolojisi
» Türk Mitolojisi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Tarih :: KonuLarına Göre Tarih :: MitoLoji-
Buraya geçin: