Roma, Tiber Irmağı kıyısında "yedi tepe" olarak bilinen bir yörede kurulmuştu. Tepelerin adları sırasıyla Palatium (bugün Palati-no), Capitolium, Aventinus, Caelius, Es-quilinus, Viminalis ve Quirinalis'ti. Kent Akdeniz'den 24 km uzaklıktaydı. Tiber'in hızlı akıntısı gemilerin yanaşmasını engelliyordu, bu yüzden yer olarak pek elverişli sayılmazdı. Ayrıca Tiber boyunca uzanan bataklıklar sağlıksız bir ortam yaratıyordu. Etrüsklü mühendisler bu bataklıktan kurutmaya çalıştılarsa da başarılı olamadılar.
Kent kurulduktan sonra zaman içinde gelişti. Roma'nın ilk sahiplerinin evleri, çatılan samandan yapılmış olan küçük kulübelerdi. Tannları için yaptıklan tapmaklar yakınlardaki yanardağlardan kopan kayalardan yontulmuştu. Kentin çevresinde dışardan gelecek saldınlara karşı bir sur vardı.
İÖ 1. yüzyılın başlannda, Roma'da Cumhuriyet döneminin son yıllan yaşanıyordu. Bu yıllarda Tiber'den yukan doğru tırmanan bir kimse ilk önce iki tepeyle karşılaşırdı. Bunlardan soldaki Janiculum, sağdaki ise Aventinus idi. Janiculum'un tepesinde eski bir kale var-
dı. Tepeler, kuzeyden gelecek saldınlan gözetlemekte yararlı olurdu. Tepenin eteklerinde zengin Romalılar'm evleri bulunuyordu.
Aventinus'ta ise Roma'nın yoksul halkı yaşıyordu. Bunlar dört beş katlı yıkık ve karanlık evlere sığınmışlardı. Tepenin en yüksek noktasında tannça Diana (Eski Yunan'da Artemis) için yapılmış bir tapınak vardı. Tepenin güneybatı eteklerinde mısır ambarlan yer alıyordu.
Tekneyle Aventinus'un kuzeybatısına yanaşılacak olursa, Roma'nın hayvan pazan olan Forum Boarium görülebilirdi. Doklann tam üzerinde güzel villalann ve bahçelerin bulunduğu Palatium Tepesi herkesin oturmak için özlemini çektiği bir yerdi. Çünkü alçak-lardaki aşın sıcağa burada rastlanmıyordu. Palatium'da aynca doğunun bolluk ve bereket tannçası Kibele adına bir tapınak yapılmıştı. Aventinus ve Palatium tepeleri arasındaki vadide Circus Maximus adıyla, ahşap bir stadyum vardı. Çeşitli gösterilerin yer aldığı yaklaşık 640 metre uzunluğundaki bu stadyum 150 bin kişilikti. İki yanında dükkânlar ve sıcaktan bunalanlar için buz gibi içecekler satan satıcılar sıralanırdı.'
Vadinin öteki yakasında bulunan Caelius Tepesi evlerle kaplıydı. Buradan Jüpiter Ta-pınağı'na (Eski Yunan'da Zeus) giden bir yol ayrılırdı.
Palatium ve Capitolium tepeleri arasmdaki düzlükte, mermer sütunlanyla ve heykelleriy-le Roma Forumu görünürdü. Forum her zaman hararetli tartışmaların, kıyasıya pazarlıkların yapıldığı bir yerdi. Forumun biraz ötesinde, sıradan insanlann buluşma yeri olan Comitium vardı. Rostrum denen kürsü gibi yerde ise konuşmalar yapılırdı. Forumun arkasında senatonun toplantı yeri Curia bulunuyordu.
Foruma giden başlıca yollardan birinin üzerinde iki başlı tanrı Janus'un tapmağı vardı. Savaş sırasında tapınağın kapılan hep açık olurdu.
Capitolium Tepesi çift dorukluydu. Kuzeydekinde bir kale, güneydekinde ise Tiber Irmağından görülen Jüpiter Tapınağı bulunuyordu.
Eski Roma'da bulunan çeşitli tanrılara adanmış tapınaklar, sunaklar, heykeller arasında Jüpiter ayrı bir öneme sahipti. Jüpiter Tapmağı'na savaşlarda elde edilen ganimetler sunulur, tanrının heykeli kente tepeden bakardı.
Irmak kıyısında kurulu olmasına karşın kent halkı içmek için Tiber'in suyunu kullanmazdı. İçme suyu kanallarla ve toprakaltma döşenmiş suyollanyla yakındaki pınarlardan kente ulaştırılırdı (bak. SUKEMERİ). Bunlardan ilki İÖ 4. yüzyılda yapılmıştı. İÖ 144'te Capitolium Tepesi'ne su götürecek olan Aqua Marcia yapıldı. Daha öncekiler toprağın altındayken, bu kemer toprağın üstündeydi. Ro-ma'nın kanalizasyon şebekesi de çok iyi planlanmıştı. Bu şebekenin bazı bölümleri 20. yüzyılın başlanna kadar kullanılmıştır.
İmparatorluk döneminde Roma'nın görünümünde çok büyük değişiklikler oldu. İmparatorlar kendi adlarım taşıyan görkemli binalar yaptırdılar. Roma Forumu daha sonra Au-gustus, Vespasianus ve Traianus'un yaptırdığı forumların yanında çok küçük kaldı. Traianus Forumu'nda yer alan, üzerine imparatorun yaşamındaki önemli olayların işlendiği yüksek, mermer sütun günümüze kadar gelebilmiştir.
Yıkanmaktan çok hoşlanan Romalılar büyük hamamlar yaptırmışlardı. Bunlann zemini mozaik işlemeliydi; kubbeleri ise mermer sütunlarla destekleniyordu. Zafer kazanan generaller için yapılan zafer taklan geniş caddeleri süslerdi. Özellikle, 70'te Titus'un Kudüs'ü ele geçirişinin anısına yapılan Titus Takı çok görkemliydi. Bugüne ancak kalıntıları kalan, Palatium Tepesi yakınlarında, Vespasia-nus zamanında yapılmış olan çok kemerli, görkemli bir yapı olan Colosseum'da çeşitli gösteriler düzenlenirdi. Zaman içinde binaların çoğalmasıyla kent Capitolium Tepesi'nin batısına, ordunun eğitim alanı olan Campus Martius'a doğru yayıldı.