AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER Spacer
Sitemizi Sitemizi Taşıdık Daha çok İçerik İçin Flatcast.wen.tr sitemizi ziyaret edin


1- Sitemizde 7 Adet Moderatör Alınacaktır.
2- Admin 'e Kadar Yükselme Şansınız Var.
3- Haftanın ve Ayın Üyesi Seçimleri Devam Etmektedir.
4- Sitemiz Yeni Tema ve Konularıyla Karşınızda...
5- Misafirken Sitemizden Faydalanma Oranınız %70 'dir
6-cikiş icin Do not display again tuşunu tıklayiniz
.



İYİ FORUMLAR
AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER Spacer
Sitemizi Sitemizi Taşıdık Daha çok İçerik İçin Flatcast.wen.tr sitemizi ziyaret edin


1- Sitemizde 7 Adet Moderatör Alınacaktır.
2- Admin 'e Kadar Yükselme Şansınız Var.
3- Haftanın ve Ayın Üyesi Seçimleri Devam Etmektedir.
4- Sitemiz Yeni Tema ve Konularıyla Karşınızda...
5- Misafirken Sitemizden Faydalanma Oranınız %70 'dir
6-cikiş icin Do not display again tuşunu tıklayiniz
.



İYİ FORUMLAR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  ~*SOHBETYERi_FM~*SOHBETYERi_FM  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  AramaArama  iletişim  

Sitemizi Taşıdık Yeni Sitemizi ziyaret etmek için Linke Tıklayın http://flatcast.web.tr/


 

 AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN


Yaş : 51
Nerden Nerden : sakarya
Lakap Lakap : kaptan

AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER Empty
MesajKonu: Geri: AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER   AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER Icon_minitimeC.tesi Tem. 04, 2009 12:25 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

REİS SEATTLE’NİN MEKTUBU
Washington Kentindeki Büyük Başkan bize silahlarla gelip, topraklarımızı satın almak istediğini bildiriyor. Büyük başkan bize aynı zamanda dostluk ve iyi niyet dolu sözler de gönderiyor. Bu dostça bir davranıştır. Zira biz onun bu dostluğa ihtiyacı olmadığını çok iyi biliriz.


Biz onun isteğini düşüneceğiz. Eğer biz satmaya razı olmazsak belki de o zaman beyaz adam tüfeği ile gelecek ve bizim topraklarımızı zorla alacaktır. Gökyüzü nasıl satılır? Ya da satın alınır? Ya toprakların sıcaklığı? Bunu tasarlamak bize yabancıdır. İnsan, havanın tazeliğine, suyun şakırtısına sahip olmazsa onu nasıl satabilir? Siz onu bizden nasıl satın alabilirsiniz? Biz kararımızı vereceğiz. Seattle Reis ne söylerse Washington'daki Başkan bunun doğruluğuna emin olmalıdır. Tıpkı beyaz kardeşimizin mevsimlerin tekrar geleceğine emin olduğu gibi. Benim sözlerim yıldızlara benzer. Onlar hiçbir zaman sönmez.
Bu dünyanın her bir parçası ulusum için kutsaldır. Parıldayan her çam yaprağı, her kumsallık kıyı, karanlık ormanlardaki sis, dağlardaki her geçit, vızıldayan her böcek… Ulusumun düşünce ve yaşantılarında kutsaldır. Ağaçların içinde yükselen özsuyu Kızılderili adamın anılarını da taşır. Beyazların ölüleri, yıldızların altında gezmek için uzaklara giderlerken doğdukları toprakları unuturlar. Fakat bizim ölülerimiz bu büyülü dünyayı hiçbir zaman unutmazlar. Çünkü bu dünya Kızılderililerin annesidir. Biz bu toprakların bir parçasıyız. O güzel kokulu çiçekler bizim kız kardeşlerimiz, Geyik, at ve büyük kartal da bizim erkek kardeşlerimizdir. Yüksek kayalıklar, yeşil çayırlar, tayların ve insanların vücutlarının ılıklığı aynı bir aileye aittir. Washington'daki büyük başkan bizden topraklarımızı istediği zaman işte bütün bunları bizden istemektedir. O bizden çok şey istemektedir.
Büyük başkan bize bir yer vereceğini ve bizim orada rahatça yaşayacağımızı söylüyor. Böylece o bizim babamız olacak biz onun çocukları. Böyle bir şey hiç olabilir mi?
Eskiden Tanrı bizim ulusumuzu severdi. Fakat Kızılderili çocuklarını terk etti. O, beyaz adama işlerinde yardım etsin diye makineler yolluyor. Beyaz adam için büyük köyler yapacak. O, geçen her günle birlikte sizin ulusunuzu daha güçlü yapacak. Beklenmeyen bir yağmurdan sonra ırmaklar nasıl taşarsa siz de öyle taşacak ve bu toprakları dolduracaksınız. Benim ulusum gel-git'in çekilen dalgalarına benzer. Fakat onlar bir daha geri dönmezler. Hayır. Biz başka başka ırklardanız. Çocuklarımız beraber oynamazlar. İhtiyarlarımızın anlattığı öyküler başka başkadır. Tanrının lütfu sizin üzerinizedir. Bizler yetim kaldık.
Biz topraklarımızı satmamız için yaptığınız teklifi bir kere daha düşüneceğiz. Bu hiç kolay olmayacak. Çünkü bu topraklar bize kutsaldır. Suların çıkardığı sesler atalarımızın öykülerini anlatır. Derelerin ve ırmakların parıltıları sudan kaynaklanmaz. Onlar atalarımızın parıltılarıdır. Bilmiyorum. Bizim davranışlarımız sizinkilerden farklıdır. Biz size bu toprakları sattığımız zaman biliniz ki onlar kutsaldır. Sizin çocuklarınız da onların kutsal olduklarını öğrenmelidirler.
Suların çıkardığı sesler bizim atalarımızın sesleridir. Irmaklar bizim kardeşimizdir. Onlar bizim susuzluğumuzu giderirler. Kayıklarımızı taşır ve balıkları ile bizim çocuklarımızı doyururlar. Topraklarımızı sattığımız zaman bunu hatırınızda tutmalısınız. Irmaklar sizin de kardeşlerinizdir. Ve siz şimdiden başlayarak ırmaklara karşı iyiliğinizi esirgememelisiniz. Öteki kardeşlerinize de. Kızılderili adam, onun topraklarına giren beyaz adam karşısında her yerde geriledi. Sabahın sisinin, dağların ötesinden doğan Güneşin önünden kaçtığı gibi.
Bu topraklarda babalarımızın külleri bulunmaktadır. Bu topraklar bize kutsaldır. Ama beyaz adamın bizim ne düşündüğümüzü anlamadığını da biliriz. Toprağın her bir parçası onun için aynıdır. O sanki gece gelir ve topraktan istediği şeyi alır ve gider. Toprak onun kardeşi değil düşmanıdır. Onu elde ettikten sonra daha ilerilere gider ve onu terk eder. Babalarının mezarlarını geride bırakır ve bir daha onlarla ilgilenmez. Babalarının mezarları ve çocuklarının doğum hakkı çabucak unutulur. O annesi olan toprağı ve kardeşi olan gökyüzünü talan edilecek şeyler veya birkaç koyuna veya birkaç inciye satılacak şeyler olarak görür. Onun açlığı dünyayı saracak ve geriye çölden başka bir şey kalmayacak.
Ben bilmiyorum. Bizim düşüncelerimiz farklıdır. Sizin şehirlerinizin görüntüsü Kızılderili adamın gözlerini ağrıtır. Belki de bu, onun bir vahşi olmasından ve bu gibi şeyleri anlayamamasından ileri gelir.Beyazların şehirlerinde sessizlik denen şey yoktur. Orada yaprakların seslerini veya böceklerin vızıltılarını duyamazsınız. Bütün bunlar benim bir vahşi olmamdan ve bunları anlayamamamdan kaynaklanır. Gürültü ve patırtı bizim kulaklarımızı tırmalar. Kuşların ötüşü veya geceleyin kurbağaların bağırışı olmadıktan sonra dünyada ne vardır? Indian, bir gölün üzerinden eserek gelen rüzgârın sesini ve taze kokusunu sever. Öğleyin yağan yağmurun taze çam yapraklarından süzüp getirdiği reçine kokusundan hoşlanır.
Kızılderili adam için hava kıymetlidir. Çünkü her şey aynı solunumdan pay alır. Hayvan, ağaç ve insan. Hepsinin teneffüs ettiği hava aynıdır. Beyaz adam soluduğu havanın farkında değilmiş gibi.Tıpkı ölmüş bir insanın kötü kokuları duymadığı gibi.
Fakat biz size topraklarımızı satarsak biliniz ki hava bizim için kıymetlidir.
Topraklarımızı satmak üzerine bir daha düşüneceğiz. Eğer buna karar verirsek bunun bir koşulu olacaktır: Beyaz adam topraklarımızdaki hayvanlara kardeşleri gibi muamele etmelidir.
Ben bir vahşiyim ve başka türlüsünü anlayamam. Ben şimdiye kadar beyaz adam tarafından öldürülüp bırakılmış binlerce ve binlerce manda (bizon) gördüm. Ben bir vahşiyim ve demir atın (lokomotif) sırf onun yoluna çıkmasın diye öldürülen mandadan daha kıymetli olduğunu anlayamam.Hayvanları olmadıktan sonra insanların ne önemi vardır? Eğer bütün hayvanlar onları bıraksalardı insanlar ruhlarının yalnızlığından ölmezler miydi? Hayvanların başına gelenler çok geçmeden insanların da başına gelecektir. Hayatta her şey birbirine bağlıdır. Toprağın başına gelenler, onun oğullarının da başına gelir. Sizler çocuklarınıza toprağa kıymet vermelerini öğretmelisiniz.Sizler de çocuklarınıza bizim çocuklarımıza öğrettiğimiz şeyleri öğretiniz. Toprak bizim annemizdir. Toprağın başına gelenler, onun oğullarının da başına gelir. Toprağa tükürürseniz kendi yüzünüze tükürmüş olursunuz. Zira biz biliyoruz ki toprak insana değil, insan toprağa aittir. Her şey bir aileyi birbirine bağlayan kan gibi birbirine bağlıdır. Toprağın başına gelenler, onun oğullarının da başına gelir. İnsan hayatın dokusunu yaratmamıştır. O dokunun bir parçasıdır. Hayır gündüzle gece bir arada yaşayamazlar.
Beyaz adamın topraklarımızı satın alması isteğini düşüneceğiz. Fakat benim ulusum soruyor:
Beyaz adam neyi satın almak istiyor? Gökyüzünün maviliği, toprakların sıcaklığı, koşan impalanın hızı nasıl satılabilir? Biz size bunları nasıl satabiliriz? Siz bunları nasıl alabilirsiniz? Kızıl derili adam bir kağıt parçasını imzaladığı ve onu beyaz adama verdiği için siz bu topraklara istediğiniz her şeyi yapabilir misiniz? Havanın serinliğine ve suyun parıltısına sahip değilsek onları size nasıl satabiliriz? Sonuncusu da öldürüldükten sonra mandaları nasıl satın alabilirsiniz? Biz teklifinizi düşüneceğiz. Biz satmaya razı olmadığımız takdirde beyaz adamın tüfeği ile gelip topraklarımızı alacağını bilmekteyiz. Biz vahşi insanlarız. Beyaz adam ise geçici olarak iktidardadır. O bütün dünyanın kendisine ait olduğunu ve kendisinin bir Tanrı olduğunu sanmaktadır.Biz sizin başka topraklara göç etmemiz teklifinizi düşüneceğiz. Orada sükun içinde kalan sayılı günlerimizi geçireceğiz. Günlerimizin kalan kısmını nerede geçireceğimiz önemli değildir. Çocuklarımız babalarının gururlarının kırıldığını ve yenildiklerini gördüler.Savaşçılarımız utandırıldılar. Yenilgiden sonra günlerini miskince geçirdiler. Vücutlarını tatlı yemeklerle ve içkilerle zehirlediler. Günlerimizin geriye kalanını nerede geçireceğimizin bir önemi yoktur. Zaten geriye pek fazla zaman kalmamıştır. Birkaç kış geçtikten sonra geriye kendi uluslarının mezarlarında matem tutacak kimse de kalmayacak. O ulus ki bir vakitler gücü idi ve geleceğe umutla bakıyordu. Oysa şimdi ormanlarda başıboş dolaşmaktan başka yapacak bir şeyleri kalmadı.
Fakat ben ulusumun çöküşüne neden ağlayayım. Uluslar insanlardan oluşur. Başka şeyden değil. İnsanlar ise denizdeki dalgalar gibidir. Gelip geçerler. Onlara yol gösteren ve onlarla bir dost gibi konuşan bir Tanrıya sahip olan beyaz adam bile, herkes için belirlenmiş olan alın yazısından kaçamayacaktır. Belki de biz hepimiz kardeşiz. Yalnız biz, beyaz adamın da bir gün keşfedeceği bir şeyi şimdiden biliyoruz. Bizim Tanrımız da aynı Tanrıdır. Sizler bizim topraklarımıza sahip olacağınızı düşündüğünüz gibi ona da sahip olmayı düşünüyorsunuz. Fakat buna muktedir olamayacaksınız. O insanların Tanrısıdır. Kızılderililerin de beyazların da. O yüzden bu topraklar değerlidir. O toprakları yaralamak onun Tanrısını hor görmektir.Beyazlar da bir gün bu dünyadan göç edeceklerdir. Belki de bütün diğer ırklardan daha çabuk. Yataklarınızı zehirlemeye devam ederseniz bir gün kendi çöplerinizin içinde boğulacaksınız. Fakat batışınız sırasında etrafa çok parlak bir ışık salacaksınız. Bu sizi buraya getiren ve Kızılderili adama hakim olmanızı söyleyen Tanrının kudretinden gelecektir. Sizin bu kaderiniz bizim için bir muammadır.Bütün mandalar öldürüldükten sonra, yaban atları evcilleştirildikten, ormanların en gizli köşeleri bile insanların ağır kokuları ile kirletildikten, sevimli tepeler konuşan tellerle doldurulduktan sonra… Çalılıklar nerede? Kayboldular! Kartallar nerede? Gittiler! Hızla koşan taya, hızla koşan ava "allahaısmarladık" demek ne demektir? Bir yaşamın sonu sırf daha fazla şeye sahip olmaktan mı geçer? Tanrı sizin hayvanlara ve Kızılderililere hâkim olmanızı istedi. Fakat bunun sebebi bizim için muammadır. Biz beyaz adamı anlayamıyoruz. Belki beyaz adamın ne rüra gördüğünü veya uzun kış gecelerinde çocuklarına ne masal anlattığını bilseydik belki o zaman onu anlayabilirdik. Fakat biz yaban insanlarıyız ve beyaz adamın düşleri bize saklıdır. Bu yüzden biz kendi yolumuzdan gideceğiz. Biz her şeyden önce her insanın istediği gibi yaşama hakkını tanır ve sayarız.Bizi birbirimize bağlayan şeyler pek azdır. Biz sizin teklifinizi düşüneceğiz. Eğer ona evet dersek bu sırf bize vaat ettiğiniz toprakları güvenceye almak içindir. Belki de orada geriye kalan kısa günlerimizi alıştığımız biçimde geçiririz.
Size bu toprakları sattığımız zaman siz de onları bizim sevdiğimiz gibi seviniz. Onlarla ilgileniniz. Onları bu gün bulduğunuz gibi koruyunuz. Bütün kuvvetinizle, kalbinizle, ruhunuzla onları çocuklarınız için koruyunuz. Tanrının sizi sevdiği gibi siz de onları seviniz.
Çünkü biz bir şey biliyoruz:
Tanrımız aynı Tanrıdır. Bu dünya kutsaldır. Beyaz adam bile ortak kaderimizden kaçamaz. Biz hepimiz kardeşiz. Bunu zaman gösterecek.Son Kızılderili de bu dünyadan gittiği ve onun hatırası yalnız bir bulutun sonsuz çayırlar üzerindeki gölgesi olarak kaldığı zaman, babalarımızın ruhu bu kıyılarda ve bu ormanlarda yaşamaya devam edecektir. Çünkü onlar bu toprakları seviyorlardı.Yeni doğan bir bebeğin tıpkı annesinin kalp atışlarını sevdiği gibi…
Duwarmish Kızılderililerinin Reisi

Reis Seattle
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://patron.forum.st
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN


Yaş : 51
Nerden Nerden : sakarya
Lakap Lakap : kaptan

AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER Empty
MesajKonu: Geri: AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER   AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER Icon_minitimeC.tesi Tem. 04, 2009 12:24 pm

KUTSAL RUH VE ONUN ZIYARETCISI Yasli bir adam donan nehrin kenarindaki küçük kulübesinde yalnizbasina oturuyordu. Kis yaklasmaktaydi ve yakacak neredeyse bitmisti. Çok yasli ve terkedilmis görünüyordu. Saçörgüleri yasindan ötürü bembeyazdi ve bütün eklemleri titriyordu. Günler yalnizlik içinde geçiyordu. Ilk düsen karlari önüsira süpüren firtinadan baska hiçbirsey duymuyordu. Bir gün tam ates sönmek üzereyken yakisikli genç bir adam geldi ve kulübeye girdi. Yanaklari gençlik atesiyle kipkirmiziydi; gözleri hayat dolu parliyordu; ve dudaklarinda bir gülümseme vardi. Hafif ve hizli adimlarla yürüyordu. Alninda savasçi banti yerine taze çayirlardan bir taç vardi ve elinde bir demet çiçek tasiyordu. Ah oglum, ? dedi adam, ?seni gördügüme sevindim. Içeri gel. Gel de bana basindan geçen maceralari ve görmeye gittigin o degisik ülkeleri anlat. Geceyi beraber geçirelim. Ben de sana kendi yigitliklerimi ve kahramanliklarimi ve anlatabilecegim daha pek çok seyi anlatirim. Sen de aynisini yap ve birbirimizi eglendirelim.? Daha sonra çuvalindan incelikle islenmis eski bir pipo çikartti ve içini bazi kurutulmus yapraklarla hafifletilmis tütünle doldurup misafirine ikram etti. Bu isle mesgul olurken konusmaya basladilar. Nefes veririm,? dedi yasli adam, ? ve irmaklar kimildamaz. Su tas gibi kati ve sert olur.? Nefes alirim,? dedi genç adam, ?ve bütün ovalarda çiçekler boy verir.? Eklemlerimi titretirim,? diye karsilik verdi yasli adam, ? ve ülkeyi kar kaplar. Yapraklar istegim üzerine agaçlardan dökülür ve nefesim onlari uzaklara sürükler. Kuslar su üstünden havalanip uzak diyarlara uçar. Hayvanlar kendilerini bir bakisimdan sakinir ve üzerinde yürüdügüm su yer çakmaktasi kadar sertlesir.? Saçlarimi savururum,? diye yanitladi genç adam, ?ve yumusak yagmurun ilik damlalari yeryüzüne düser. Bitkiler neseyle gülümseyen çocuklarin parlayan gözleri gibi baslarini yerden kaldirirlar. Sesim kuslari yeniden çagirir. Nefesimin sicakligi nehirleri çözer. Yürüdügüm her agaçligi müzik kaplar ve doga tümüyle gelisimi kutlar.? Nihayet günes dogmaya basladi. Etrafa tatli bir sicaklik yayildi. Yasli adamin dili sustu. Narbülbülü ve mavi kus kulübenin üstünde sarki söylemeye basladi Irmak kapinin ardinda söylenmeye basladi ve büyüyen bitkilerin ve çiçeklerin kokusu esen dag rüzgariyla beraber yavasça geldi. Gün isigi genç adama, kendisini agirlayan kisinin kimligini açikça sergiledi. Ona baktiginda buz kadar soguk yasli Kis Ruhu Peboan ?in çehresini gördü. Adamin gözlerinden irmaklar akmaya basladi . Günes yükseldikçe gövdesi gitgide ufaldi ve sonunda tamamen eriyip gitti. Kulübenin söminesinde genç ziyaretçi Baharin Ruhu Seegwun? un alnina Kuzey in ilk hatirasi olarak taç yaptigi çevresi pembe küçük beyaz mis-kooded çiçeginden baska hiçbir sey kalmadi.

Yeryüzünde Kızılderili toplumu kadar doğa ile içiçe geçmiş ve onu bir kült olarak benimseyen başkaca bir topluluk yoktur. Yaşamı algılamadan, kendilerini ifade biçimlerine kadar her yerde katıksız bir doğa vardır. İşte çeşitli kaynaklarda karşılaştığım; onların doğa ile olan bütünselliklerine bir kaç örnek:

***

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Kutsal Toprak Ana, ağaçlar ve tüm doğa düşünceleriniz ve yaptıklarınızın şahididir. Winnebago sözü

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( 1024x680 ve 150KB ) Buraya Tıklayın

Biz sessizliği severiz; farelerin küçük oyunlarına aldırmayız; ağaçlar rüzgarda hışırdarken, biz korkmayız. Reis Geronimo

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( 1024x768 ve 138KB ) Buraya Tıklayın

Ne zaman yeni bir mevsim başlasa, kalbimi Yaratıcı'ya doğru yükseltip bize cömertçe bu yiyecekleri verdiği için ona teşekkür ederim. Yakima Reisi Weninock

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Yaşam nedir? Geceleyin bir ateş böceğinin saçtığı ışıktır. Kışın buffalonun soluğudur. Otların arasında koşan ve günbatımında kaybolan bir gölgeciktir. Reis Karaayak

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Dünya güneşin yardımıyla yaratıldı ve olduğu gibi kalmalı... Toprak yaratılıdığında üzerinde sınır çizgileri yoktu, onu bölmek insanlara düşmez... Toprağın aklıyla benimki birdir. Toprakla bizim bedenimizin ritmi aynıdır. Mato-Kuwapi

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://patron.forum.st
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN


Yaş : 51
Nerden Nerden : sakarya
Lakap Lakap : kaptan

AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER Empty
MesajKonu: Geri: AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER   AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER Icon_minitimeC.tesi Tem. 04, 2009 11:56 am

Amerika Yerlileri Nüfusu
1,878,285 = 100.0 %

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

86 küçük kabileye ait toplam1000 kişi civarında yerli nüfusu yukarıda yer almamıştır.

Kaynak: (U.S. Department of Commerce)

“Güney-Pasifik Yerlileri: Bu bölgede birçok kavim bulunur. Bunların arasında Colomb’dan önceki Amerika’nın büyük medeniyetlerini geliştirmiş olan Aztek veya Nahau’lar, Güney Meksika’da çok ileri bir topluluk yaratmışlardır. Yukatan ‘da Maya’lar henüz daha çözülmemiş hiyerofik bir yazıya sahiptiler . Cordillere’lerde Aymar’lar ve Quichua’lar İnka imparatorluğunun temeli olmuşlardır. And’ların güneyinde bulunan Arokan ‘lar aynı ırka mensupturlar”.

Güney-Atlantik Yerlileri: Esas itibariyle büyük Brezilya ormanını işgal ederler. Boyları ortalamanın altındadır. Bu yerliler birçok kabileleri meydana getirirler. Bunların çoğu Avrupalıların etkisinden tamamiyle uzak kalmışlardır ;bazıları bugün bile az bilinmektedirler. En yalıtılmış olanlarından biri Ekvator’un Amazon yamacındaki kelle avcıları yani Jivaro’lardır”.Jivarolar beyaz yağmacıların katliamlarından Amazon’un derinliklerine kaçarak kurtulmuşlar ve bölgelerine kimsenin girmesine izin vermemişler ,bunu deneyenlere de çok acımasızca davranmışlardır. Kelle avcıları denmesinin sebebi budur. Bu küçük kabileler beyazlarla melezleşmemişlerdir, fakat eski esirlerin soylarından olan Boni zencileriyle bazı melezleşmeler olmuştur.

“Amerika’nın keşfi sırasında Antil’lerde Karaipler oturuyorlardı. Bunlar Avrupalılarla ilk temasa giren yerliler olmuşlardır. Karaipler kıtalarındaki kendi cinsleri tarafından tamamiyle yahut hemen hemen tamamiyle yok edilmişlerdir”. İnsan Irkları Prof. Henri-V. Vallois

AMERİKA YERLİ KABİLELERİNDEN BAZILARININ İSİMLERİ

Abenaki, Absarokee, Algonquain, Alabama, Anasazi, Anishinabe, Asbinboine, ,Apache, Arikara, Arapaho, Athapaskan, Blackfeet, Caddo, Cherokee, Cheyenne, Chinook, Chippewa, Choctaw, Comanche, Costanoan, Cree, Creek, Crow, Delaware, Flathead, Gros, Hopi, Hawaiin, Hidatsa, Ioway Nation, Iroquois, Karuk, Kaw, Kiowa, Miccosukee, Micmac, Miwok, Mohawk, Navajo, Nipmuc, Nez Perce, Nisga, Omaha, Ohlone (Costanoan), Ojibwa, Ojibway, Oneida, Oto, Papago, Pawnee, Penobscott, Powhatan, Ponca, Potawatomi, Paiute,Quapaw, Sarasi, Seminole, Sioux, Shoshone, Taino (Timucua), Tonkawa, Tsimshian, Ute,Ventre, Wabanaki, Winnebago, Wyandot,Yahi, Zuni .

AMERİKA YERLİLERİ ASYA’DAN AMERİKA KITASINA NE ZAMAN GEÇTİ ?

Göçün tarihi tam olarak bilinmemektedir. Bu konuda çeşitli bilimsel araştırmaların ışığında birçok görüş ileri sürülmektedir. Biz bunların en yaygın ve bilimsel anlamda kabul görmüş olanlarına değineceğiz.

“İlk göçün buzul devrinin sonunda zamanımızdan 15 veya 20 bin yıl önce Bering boğazının geçmeye elverişli olduğu bir devirde gerçekleştiği zannediliyor. Amerika’ya ulaşan Asyalılar ilkel guruplardı .Bu ilk ulaşan guruplar sonraki guruplara göre daha az değişime uğramışlardır yani ırksal özellikleri sonraki guruplara göre daha az farklılaşmıştır. Amerika kıtasına daha sonra ulaşan Asyalı guruplarsa daha fazla değişime uğramışlardır. Bu durum Amerika yerlilerinin neden Mongoloid ırklarının ancak bazı karakterlerine çok az bir derecede sahip olduğunu açıklar. Amerika’nın keşfi sırasında Amerika yerlilerinin birçok kavimlerinin yüksek medeniyet derecesine karşın bunların eski dünyada yayılmış olan birçok icadı neden bilmediklerini de izah eder. Örneğin tekerleği bilmiyorlardı, demiri kullanmayı bilmiyorlardı. Amerikaya göç kuşkusuz birçok dalgalar halinde olmuştur. Bunlar Kaya ve And Dağları’nın batı yamaçlarındaki ova ve ormanlara yayılmışlardır . Bu guruplar en eski Paleolitik Amerikan İndianları’nı meydana getiren dalgadır. Bugün ise hemen hemen kaybolmuşlardır . Güney Pasifik Alt ırkını veren kol Amerika’ya daha sonra gelmiştir. Çeşitli nedenler , özellikle Sibiryalılarla olan büyük benzerlikleri muhtemelen Eskimolardan sonra Amerika’ya geldiklerini düşündürmektedir. Bunlar Alaska ve Kanada’nın kuzey-batısında toplanmışlardır. Ancak Avrupalıların geldikleri sırada güneye doğru inmeye başlamışlardır”


(Başvuru kaynağı S.Demirsoy Kalıtım ve Evrim. AMERİKA YERLİLERİ ASYA’DAN AMERİKA KITASINA NE ZAMAN GEÇTİ ?)

“ Buzul devrinde suların büyük bir kısmı buz halinde kutuplara ve karalara yığıldığından denizin su düzeyi düşmüştü. (bugünkü seviyesinden 185m kadar düştüğü fosil kanıtlara bakılarak bilinmektedir) Dolayısıyla Sibirya ve Alaska en az birtakım ada dizisiyle birbirine bağlanmıştı. Yine jeolojik kanıtlar buzul devrinde Alaska ve Sibirya’nın buzullarla kaplı olmadığını göstermektedir. Çok büyük olasılıkla geçiş son buzul devrinde olmuştur.

İlk insan sitesi ise Kuzey Amerika’da Kolorado ve Arizona’da bulunmuştur (tahminen 8800-9300 yıl önce) Irklar Pleistosen’in sonunda veya biraz daha geç olarak oluşmuş, daha sonra göç olaylarıyla birbirine karışmış ve melezlenmeler meydana gelmiştir.” S.Demirsoy Kalıtım ve Evrim

Kızılderili Tarihi

Herşey 1492'de Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfiyle başladı. Tanrı adına diye çıkılan yol, ne acı ki bir ulusun yok edilmesine kadar gidiyordu. Evet Kızılderililer, Kolomb'un günlüğünde söylediklerinin tersine kovboy filmlerinde, insan öldüren, kafa derisi yüzen çocukluğumuzun "vahşi" Kızılderiler'i. Tarih bir kurmacadır belkide bu kurmacanın en somut örneği de Kızılderilerin başına gelenlerdir. Bu kadar kadersiz bir ulusa dünya tarihinde pek rastlanmasa gerek. Hem toprakları ellerinden zorla alınsın, hem yaşama biçimleri ve inançları zorla değiştirilsin ve bütün bunlara başkaldırmaya çalıştığında da "vahşi" denilerek yokedilsin.

Güneşe, aya övgüler düzen, toprağı, ağacı, kuşu dinleyen, dünyayı onlarla birlikte algılayan Kızılderililer mi vahşiydi yoksa bir avuç toprak uğruna bir ulusu dahi yoketmeyi göze alan Beyaz Adam mı?

Onlar doğanın vahşi olduğunu ilk kez beyaz adamdan duydular ve ondan sonra onlar da "vahşi"liğin içinde kaldılar. Önce yüzlerine dostça gülen, ardından bir takım belgeler imzalatıp toprakların bir bölümüne yerleşen ve daha sonra onları topraklarından kovalayan beyaz adamlardan birşey anlamadılar. "Verdikleri sözün sadece birini tuttu çatal dilli soluk yüzlüler; topraklarınızı alacağız dediler ve aldılar".

Dağların, dağlardaki vadilerin insanlarıydı onlar ama çöllere hapsedildiler. Topraklarını bırakıp beyaz adamın belirlediği çorak topraklarda yaşamaya zorlandılar. Ve beyaz adamın acımasızlığına, vahşiliğine daha fazla karşı koyamadılar ve boyun eğdiler. Ve son Kızılderili lideri Gerenimo da teslim olduğunda yüzlerce Kızılderili ulusu, yüzlerce dil, yüzlerce kültür yeryüzünden silinmiş binlerce yıllık birikim, bilgelik yok edilmişti.

Şimdi onlardan geriye kalanlar kendilerine ayrılan çorak topraklarda kendi kültürlerini koruyarak yaşamaya çalışıyorlar ancak beyaz adamın hala gözü doymuş değil. Zorbalığını ve vahşiliğini asimilasyon politikasıyla devam ettiriyor. Çağdaşlaştırma kisvesi altında bir ulusun kültürü tamamiyle yok edilmeye çalışılıyor. Tıpkı globalleşme, küreselleşme adı altında dünyanın diğer ülkelerine yapılmaya çalışıldığı gibi.

Ne tezattır ki beyaz adam ürettiği ürünlere yokettiği insanların isimlerini vermekten de geri kalmıyor. Tıpkı arabasına Cherokee, ayakkabısına Nike, Helikopterine Apache ismini verdiği gibi. İnsanın Kızılderililer'e saygılarını ya da özürlerini ifade etmek için böyle birşey yaptıklarını düşünesi geliyor ama.

"Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir."



Kolomb'un günlüğünden

" Onlara kılıçlarımızı gösterdik. Keskin demir silahları ilk kez gördükleri belli. Kesmenin ne demek olduğunu bilmediklerinden, bazıları kılıçların keskin tarafını tutunca ellerini kestiler. ... Bu insanlar ne herhangi bir mezhebe bağlılar ne de puta tapıyorlar. Kötülüğü tanımıyorlar, birbirlerini öldürmüyorlar. Hiç silahları yok... Son derece sade, dürüst eli açık insanlar. Herhangi birinden sahip olduğu herhangi bir şey istenince hemen veriyorlar. Kötülüğün ne olduğunu hiç bilmiyorlar, çalmıyorlar öldürmüyorlar. Dünyada onlar kadar tatlı dilli insanlar yoktur. Her zaman gülüyorlar..."
(Kolomb'un günlügünden)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://patron.forum.st
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN


Yaş : 51
Nerden Nerden : sakarya
Lakap Lakap : kaptan

AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER Empty
MesajKonu: Geri: AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER   AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER Icon_minitimeC.tesi Tem. 04, 2009 11:55 am

Amerika’nın yerli halkına ortak olarak verilmiş olan Kırmızı Hintliler (Red Indians) adı yanlıştır ; bu ad onlara İspanyollar tarafından verilmiştir . Zira İspanyollar Amerika’ya geldikleri zaman Hindistan’a ulaştıklarını zannetmişlerdi. Kırmızı Hintli (Red İndian) terimi de doğru değildir. Avrupalılar Yeni Dünyaya çıktıkları zaman vücutları kırmızı boyalı insanlarla karşılaşmışlardı. Bu, bazı törenlerde onların adetiydi. Amerika yerlilerinin derileri sarımtırak beyaz ve esmerdir, fakat hiçb ...


Kızılderililer Amerika kıtasının ilk yerlileri. Amerika ile ilgili bilgi başlıkları.

Asya’dan Dünyanın en büyük kıtası. Doğuda Pasifik Okyanusu, kuzeyde Kuzey Buz Denizi, güneyde Hint Okyanusu, batıda Avrupa kıtası ile çevrilidir. Avrupa kıtası ile olan sınırı kesin tespit edilmiş değildir. Eskiden Don Nehri, Asya ile Avrupa arasında sınır olarak kabul edilirdi. Daha sonra Ural Dağları sınır olarak kabul edilmeye başlandı.

Bering Boğazını geçerek çeşitli zamanlarda Amerika’ya ulaştılar. Göçler 10.000 yıl önce, belki 25.000 yıl önce başlamış ve birbirini takib eden zamanlarda gerçekleşmiştir. Göç eden gruplar lisan, kültür ve fiziki bakımdan birbirinden farklıydı.

Kuzey Amerika’nın kuzeyinde o zaman bulunan dev buzullarda deniz suyunun depo edilmesi sonucu, deniz seviyesi düşüktü. Bunun sonucu Bering Boğazı, Asya’yı Amerika’ya bağlayan bir köprü şeklinde bulunmaktaydı. Şimdi bile Bering Boğazı 75 km genişliğindedir ve Asya ile Kuzey Amerika arasında iki ada bulunmaktadır. Kuzey Amerika’da bulunan buzulsuz bir yolla Orta ve Güney Amerika’ya inilebilmekteydi. Başka bir yol da Amerika’nın güneyindeki Pasifik kıyılarına gelen deniz yoluydu. Ancak burası o zamanların deniz vasıtaları için oldukça tehlikeliydi. Bu göçlerden binlerce yıl sonra, Avrupalılar Amerika’yı keşfetti. Hemen hemen her yerde yaşayan yerli kavimler bulunmaktaydı. Ancak sayıları azdı. Avrupalıların kıtaya ayak bastığı sırada Kuzey Amerika’nın tamamında nüfûsun 4,2 milyon, Güney Amerika’nın ise 10 milyon dolayında olduğu tahmin edilmektedir. Avrupalıların Amerika’yı keşfinden sonra Kızılderili nüfusu hızla azalmıştır. Buna Kızılderililerin kullandığı tabiat kaynaklarının Avrupalıların eline geçmesi, Avrupalıların kıtaya getirdikleri bulaşıcı hastalıkların Kızılderilileri telef etmesi ve yapılan katliamlar sebeb oldu.

Aslen Asyalı olan Kızılderililer, düz siyah saça, koyu kahverengi göze sahiptirler. Derileri, genellikle orta kahverengi olup, sarımsı kahverengi ile kırmızımsı kahverengi arasında değişir; tamamen kırmızı değildir. Ancak, bazan vücutlarının bir kısmını kırmızıya boyarlar. Kafa ve burun yapıları gibi diğer vücut karakteristikleri de çok farklılık gösterir.

Kızılderili lisanları birbirinden oldukça farklıdır. Hiçbirisinin Avrupa, Asya veya Afrika’da kullanılan lisanlarla bağlantısı yoktur. Bazı diller, diğer yaygın kullanılanlardan türemiştir. Dilleri gibi kültürleri de birbirinden çok farklıdır. Çiftlik genel olarak yerlilerin ana ekonomik kaynakları idi. Bunun yanında avcı ve balıkçı olanları da vardı. Siyasi organizasyonlarında şehir devletleri yanında, kabile konfederasyonları da mevcuttu. Dini hayatları Aztek ve Mayalarda olduğu gibi müesseseleşmiş ve karmaşık seremonilere sahipti. Ancak bazı topluluklarda bu çok ilkel olup, hastaları iyi etmek, doğum ve cenaze merasimlerinden ibaretti.

Yaklaşık 20 tane bitki, Amerika’nın keşfiyle Avrupa’ya geçti. Mısır, tütün, patates, kakao ve yerfıstığı bunlar arasındadır. Kızılderililerden ileri olanlar ahşap işlemeyi, çanak-çömlek yapmayı, dokumayı ve taş işlemeyi bilmekteydiler. Astronomi ve metalurji Avrupa’da olduğu kadar ileri değildi. Ancak bazı konularda dikkate değer ilerlemeler yaptılar. Köpek ve hindi dışında evcil hayvanları bilmezlerdi. Tekerlek Orta Amerika’da oyuncak şeklinde bulunduğu halde henüz kullanılmamıştı. Bakır, altın ve gümüşün kullanıldığı ve bunların kullanılışı ile ilgili tekniğin oldukça ilerlediği bilinmemekteydi.

Kızılderililer Avrupalılarla karşılaştıklarında teknolojik bakımdan yaklaşık 3000 yıl gerideydiler. Bu gerilik sayılarının az oluşuna dışarıyla irtibatlarının bulunmamasına ve yeni bir kıtaya yerleşmek için harcadıkları zamana bağlanabilir. Kızılderililer, Avrupalı işgalcilerin katliamlarından asırlarca kurtulamadılar. ABD’nin resmi organlarınca katledildiler. En çok kelle getiren Kızılderili avcılarına mükafatlar verildi. Kızılderili kellelerinin teşhir edildiği bir müze kuruldu. Ülkenin en verimli topraklarından sürülen Kızılderililer, ancak 1924’te vatandaşlık hakkına kavuşabildilerse de bugüne kadar horlanmaktan kurtulamadılar.

Amerika’nın yerli halkına ortak olarak verilmiş olan (Red Indians) adı yanlıştır ; bu ad onlara İspanyollar tarafından verilmiştir . Zira İspanyollar Amerika’ya geldikleri zaman Hindistan’a ulaştıklarını zannetmişlerdi. Kırmızı Hintli (Red İndian) terimi de doğru değildir. Avrupalılar Yeni Dünyaya çıktıkları zaman vücutları kırmızı boyalı insanlarla karşılaşmışlardı. Bu, bazı törenlerde onların adetiydi. Amerika yerlilerinin derileri sarımtırak beyaz ve esmerdir, fakat hiçbir zaman kırmızı değildir.

Karışıklığı önlemek için antropolojistler kendi kendini yeter derecede açıklayan Amerika Hintlileri (Amerindiens) terimini meydana getirmişlerdir. Bu terim Eskimolar hariç bütün Amerika yerlilerini içine almaktadır.

Amerika yerlileri tek bir ırktan mı oluşmuştur?

Bu soru çok defa tartışılmıştır. Yüz yıl kadar önce İsveçli Retzius burada üç ırk ayırt ediyordu. Başkaları bunu sekize kadar çıkarmışlardır. Fakat uzmanların çoğu , özellikle yerlileri bizzat yerinde incelemiş olan Amerikalı bilginler bunların aynı bir ırk içinde sınıflanmasını haklı gösteren bir aile havzasının mevcut olduğu fikrindedirler. Bazılarının dediği gibi “bir yerliyi yakından gören kimse bütün yerlileri görmüş demektir” sözüyle yetinmeyip onlarda mevcut ortak çizgilerin tümünün tanınması yoluna gitmek gerekmektedir.

Amerika yerlilerinin boyları çok kısa olmamakla beraber değişmektedir; fakat vücut daima tıknaz ve topludur. Boyun kitlevi, göğüs geniş ve derindir ; omuzlar kalçalar kadar geniştir ve gövde biçimsiz şekilde uzun olup bel bölgesinde hatta kadınlarda bile bir daralma göstermez. Deri koyu esmerimsi sarıdan açık sarıya, hemen hemen beyaza kadar değişir. Yukarıda da belirttigimiz gibi asla kırmızı değildir. Yeni doğmuşlarda mongol lekesi son derece fazladır. Sarı ırklarda olduğu gibi saçlar siyahtır ve kalındır, kesiti yuvarlaktır. Sakal seyrektir, yanaklar üzerinde hemen hemen hiç yoktur. Beden kılları azdır.

Kafa deformasyonu adetinin çok yaygın olması nedeniyle baş şeklini takdir etmek çok defa güçtür. Gerçek dolikosefal nadirdir. Yüz geniştir . Daima çıkık olan elmacıklar, köşeli ve kuvvetli bir çene ile yüzün ifadesi az anlamlıdır. Burun iyi gelişmiştir, gerçek Mongollardaki basıklık burada yoktur ;fakat Avrupalıların burunlarından daha etkilidir. Gözler koyu renk ve hafifçe eğridir. Çok kez, ve özellikle çocuklarda hafif bir mongol pilisi vardır. Bunlara mahsus bir karakter de kesici dişlerin arka yüzünün yukarı kısmının kürek şeklinde oyuk olmasıdır.

Bütün bu çizgilere fizyolojik soydan olan diğerleri de katılmaktadır. İlkin 0 kan grubunun fazla oluşu. Bunun yalnız saf kan yerlilerde böyle olduğu iddia edilmemiştir. Olaylar bu hipotezi teyit etmemiştir. Fakat % 80-90 oranında mevcut olduğu da nadir değildir. Yeni dünya’nın kuzeyinde olduğu kadar orta ve güneyinde de böyledir. Diğer bir genel karakter nabızların yavaşlığıdır. Buna mentalitedeki garip bir benzerliği de ilave etmek lazımdır. Amerika’nın bir ucundan öteki ucuna kadar bütün yerliler soğukturlar, suskundurlar. Bu yönden diğer birçok ırklarla , hatta Eskimolarla, açık bir çelişki halindedirler.


Kızılderililerde Nüfus ve bölgesel dağılım

“Kuzey- Pasifik Yerlileri:Alaska’da ve Kaya dağlarını Pasifik’ten ayıran yayla ve dağlar bölgesinde otururlar. Avrupalıların buralara girmesi ile az çok değişmiş olan birçok kabileleri içerir. Bu kabilelerden en tanınmışı APACHE’lerdir.”


Kuzey- Atlantik Yerlileri: Kızılderililerin en büyük kısmını teşkil eder. Savaşçı kabilelerden oluşmuşlardır, ava ve balık avcılığına düşkündürler;Kaya dağlarının doğusunda Atlatik’e kadar uzanan ormanlar ve çayırlar alanında otururlar . Fransız ve İngilizlerin 18. yüzyılda giriştikleri saldırılar bunların bugün bulundukları sığınak bölgelerine sürülmeleriyle sonuçlanmıştır. Mohican , Delaware, Huron, Iroquois, Sioux, Cheyenne, v. s. ler bugün çok azalmışlardır. Kanada’da hala takriben 100.000 yerli bulunmaktadır, Birleşik Amerikada 1930 da 30.000 kadar Sioux vardı, Delaware’ler 2.000 kişiye inmişlerdi, Mohican’lar 1890 da aşağı yukarı 121 kişi idiler, bugün pratik olarak sönmüşlerdir” Günümüzde ise yerli nüfusun neredeyse yokolmakta olduğunu görebiliriz.

Amerika Yerli Kabilelerinin Popülasyonu ve Oranları

A.B.D deki 30 büyük kabilenin nüfusu ve kabile nüfuslarının toplam yerli nüfusuna göre oranı (1990 nüfus sayımı raporlarına göre)

(U.S. Department of Commerce)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://patron.forum.st
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN
PaTRoN


Yaş : 51
Nerden Nerden : sakarya
Lakap Lakap : kaptan

AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER Empty
MesajKonu: AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER   AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER Icon_minitimeC.tesi Tem. 04, 2009 11:54 am

Bu konuda kızılderililer hakkında bilgiler ve kızılderili resimleri, fotoğrafları bulunmaktadır. Kızılderililerin vahşi değilde nasıl asil bir toplum olduğunu anlayacaksınız. Sizinde kızılderililerle ilgili doğru bildiğiniz bilgiler varsa, kızılderili resimleriniz varsa bu konuda bizlerle paylaşabilirsiniz.

AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Kızılderili resimleri, indianer
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

İndians, Kızılderililer hakkında herşey

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Kızılderili (indians) Resimleri,


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Kızılderili Kadınlar

Kızılderililer
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Kızılderili Şefler

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Kızılderililer Hakkında Bilgiler
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Yaşlı Kızılderili Reis

Kızılderili Erkekler
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Amerika ve Kızılderililer
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://patron.forum.st
 
AMERİKA KITASI VE KIZILDERİLİLER
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Tarih :: DiL BöLümü & Değişik Tarih Konuları-
Buraya geçin: